Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bugün faiz kararını açıkladı. TCMB’nin Para Politikası Kurulu’nda (PPK) alınan faiz kararıyla Mart ayından beri beşinci defa faiz yüzde 50’de bırakılmış oldu.
Merkez Bankası’nın faizi serbest bırakmasının ardından gözler karar metnine çevrildi. TCMB’nin bu ay da faiz indirmeyeceği beklentileri kuvvetliydi. Karar, beklentilere paralel gerçekleşirken Para Politikası Kurulu, yaptığı açıklamada mal enflasyonundaki düşüşün sürdüğüne ancak hizmet enflasyonunda gecikme yaşandığına vurgu yaptı.
Temmuz ayındaki enflasyon, önceki aya göre sınırlı bir yükseliş gösterirken, yıllık enflasyon baz etkisiyle düşüş yönünde ilerlemeye devam ediyor. Çeyreklik bazda ise enflasyon önceki çeyreğe göre düşü eğilimini sürdürüyor.
PPK’nın Mesajları
Para Politikası Kurulu, hizmet enflasyonunda yaşanan gecikmenin katılığına dikkat çekerken, enflasyon beklentileri ve jeopolitik gelişmelerin de etkisiyle enflasyonist risklerin sürdüğünü kaydetti. PPK, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının ise öngörüler ile uyumlu seyrettiğini ifade etti.
Para Politikası Kurulu, yurt içi taleplerde dengelenme Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme yaşandığını kaydettiği açıklamasında, böylece aylık enflasyonun ana eğiliminin düşüreleceğini kaydetti. TCMB’nin parasal sıkılaşmada yaşanan gecikmeyi de göz önünde bulundurduğunun belirtildiği açıklamada enflasyonda yukarı yönlü rüsklere karşı ihtiyatlı bir duruş olduğunu da şerh düşerek faizi sabit bıraktığını açıkladı.
Kurul ayrıca, enflasyonda belirgin ve kalıcı bozulma görülmesi durumunda para politikasının sıkılaştırılacağını da belirtti.
Mehmet Şimşek; “Borçlanma Maliyetimiz Düşüyor”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TCMB’nin faiz kararının ardından borçlanma maliyetiyle alakalı bir mesaj paylaştı. Bakan, sosyal medya platformu X’teki hesabından yaptığı açıklamada 10 yıl vadeli ABD doları gösterge tahvilimizin getirisinin 2021 yılının Kasım ayından beri ilk kez yüzde 7’nin altına düştüğünü kaydetti.
Bakan mesajında şu ifadeleri kullandı; “10 yıl vadeli ABD Doları gösterge tahvilimizin getirisi 2021 yılı Kasım ayından sonra ilk defa yüzde 7’nin altına indi. Kararlılıkla uyguladığımız programımızla makro finansal istikrarı güçlendirerek risk primini düşürdük. Böylece dış borçlanma maliyetlerimiz önemli ölçüde geriledi. Maliyetlerimizdeki bu iyileşme özel sektörün dış finansmanını da olumlu etkiliyor. Önümüzdeki dönemde yapısal adımlarla kazanımlarımızı kalıcı hale getirerek risk primimizi daha da iyileştireceğiz”