IMF’ye en çok borcu olan ülkeler açıklandı. 2024’te IMF’ye dünyada toplam 68 ülkenin borçlu olduğu açıklandı ancak en borçlu 10 ülkenin toplam borcu, yüzde 68,8’ini oluştururken geri kalan 58 ülkenin toplam borcu ise geri kalan yüzde 31,2’lik kısmı oluşturuyor.
Bu 10 ülkenin 5’inin Afrika kıtasında olması ise dikkat çekici. Ekonomik istikrarsızlıkların kıtası “kara kıta” borçlu sayısının en yüksek olduğu yer. Ancak en büyük borca sahip ülke Arjantin. Arjantin’in de yer aldığı Güney Amerika kıtasında 3 büyük borçlu yer alıyor. Geri kalan IMF borçlularından bir tanesi Asya, bir tanesi ise Avrupa kıtasında yer alıyor.
IMF’nin kredi koşulları Türkiye’de de yıllarca tarışıldı. Ağır kredi koşullarıyla dikkat çeken IMF, verdiği kredilerin uygulamalarını da yakından takip etmesi ve ülkelerin ekonomi yönetimlerine kısmi müdahaleleri sebebiyle çok tercih edilen bir kurum değildir. Yine de dünyada 94 ülkenin borçlu olduğu IMF, ağır ekonomik krizler ve ödemeler dengesinin sağlanması amacıyla başvurulabilecek en uygun kredi sağlayıcısı olarak biliniyor.
IMF’ye en çok borcu olan ülkeler şöyle;
10- Gana (2 Milyar $)
Kakao fiyatlarındaki artış sebebiyle yakın zamanda adını çokça zikrettiğimiz ülkelerden biri olan Gana, en borçlu onuncu ülke konumunda. Gana’nın IMF’den destek talebi ise 2020’ye dayanıyor. Gana, pandemiyle mücadele edebilmek için daha önce borçlarını kapattığı IMF ile yeniden el sıkıştı. 2022’de ise 3 milyar dolarlık yeni bir anlaşma daha yaptı.
2020’nin Nisan ayında Gana’da enflasyon artışı görülmeye başlamış ve pandemiyle birlikte yıllık enflasyon yüzde 7,8’den 10,6’ya yükselmişti. Mayıs 2021’de yüzde 7,5’e düşse de Kasım ayında enflasyon oranı %54,1’e kadar çıkmıştı. Bu oran, 2001’de görülen yüzde 63,1’lik enflasyon oranından beri görülen en yüksek seviyeydi.
Hükümet, en büyük gelir kalemlerinden biri olan Kakao’da yaşanan mevsimsel etkilerin yanı sıra kakao üreticilerine ödeme yapamayacağını duyurması üzerine dünyanın en büyük ikinci kakao üreticisi Gana’da çiftçiler mahsüllerini bağımsız tüccarlara satma kararı almıştı. Ancak Gana’nın tek gelir kaynağı kakao değil. Ülkenin petrol ve altın rezervleri gelir elde etmesinde büyük pay sahibi.
Gana, bir yandan enflasyonla mücadele ederken bir taraftan da sürpriz bir şekilde en büyük gelir kalemlerinde kayıplar yaşadı. Ancak Gana’nın IMF’ye olan borcu 2 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Mart ayındaki Gana’nın yıllık enflasyonu ise yüzde 25,8 seviyesinde.
Kakao fiyatlarının artışıyla alakalı haberimize bakmak için Kakao Fiyatları Neden Yükseliyor haberimize bakabilirsiniz.
9- Güney Afrika (2,2 Milyar $)
Afrika kıtasının en istikrarsız ekonomilerinden biri olan Güney Afrika’nın IMF’ye olan borcu 2,2 milyar dolar. Enflasyon konusunda Güney Afrika diğer Afrika ülkelerine ve dünyanın enflasyonla mücadele eden ülkelerine göre nispeten daha şanslı. 1986 yılında görülen yüzde 20,6 oranındaki enflasyon Güney Afrika’nın tarihi boyunca gördüğü en yüksek enflasyon oranı. Bugün Güney Afrika’nın güncel enflasyonu Şubat 2024 verilerine göre yüzde 5,6.
Ancak Afrika’nın borç almasının sebebi de Gana gibi pandemi. 2020 yılında IMF’ye borçlanan Güney Afrika, aynı zamanda IMF’nin Afrika kıtasında en çok güvendiği ülke. GSYİH açısından Afrika’daki en istikrarlı ülke olarak Güney Afrika’yı görüyor. Ancak Güney Afrika açısından bakıldığı zaman ekonomik olarak zor günler henüz geride kalmış değil.
Güney Afrika ekonomisi, altın, platin ve elmas gibi yer altı zenginliklerinin yanı sıra çeşitli araç fabrikalarının liderliğinde güçlü bir imalat sanayisine sahip. Aynı zamanda dünyanın en çok turist çeken ülkelerinden biri olan Güney Afrika’nın geniş tarım arazileriyle tarım üretimlerinde de dünyada hatırı sayılır bir yer edinmesine sebep oluyor. Ancak Güney Afrika’daki siyasi yolsuzluklar ile yüksek işsizlik oranları Güney Afrika ekonomisini baskılayan en önemli konuların başında geliyor.
Enflasyonun istikrarlı olarak düşüş gösterdiği Güney Afrika’da aynı zamanda GSYİH de düzenli olarak düşüyordu. Pandemi başlangıcından 2023’ün aralık ayına kadar GSYİH oranlarının düzenli düştüğü Güney Afrika’da toparlanma işaretleri 2024’ün Ocak ayında görülmeye başlandı.
8- Kenya (2,5 Milyar $)
Kenya’nın en büyük gelir kaynaklarının başında tarım yer alıyor. Özellikle dünyanın önde gelen kahve üreticilerinden biri olan Kenya, ayrıca mısır, buğday, şeker kamışı ve çay üretiminde de söz sahibidir. Ülkedeki nüfusun büyük çoğunluğu tarımla uğraşır. Güney Afrika gibi safari turizminde de ciddi bir potansiyeli olan Kenya, düşük işgücü maliyetleri sebebiyle dünya üreticilerinin de dikkatini çekiyor.
Yine yüksek işsizlik ve yoksulluk sebebiyle ekonomisi baskı altında olan Kenya’da enflasyon oranı yüzde 5,4’tür. 2008 küresel ekonomik krizinde yüzde 20’yi aşan enflasyon oranının ardından pandemi sürecine kadar kontrol altına alınamaması, Kenya’nın 2020’de IMF’den borç almasına sebebip oldu. IMF en son 2022 yılında 447 milyon dolarlık bir kredi sağladı. Kenya’nın IMF’ye olan güncel borcu şu an 2,5 milyar dolar seviyesinde.
7- Angola (3 Milyar $)
Angola da IMF’ye en çok borcu olan ilk 10 ülke içinde, sondan dördüncü ülke ve aynı zamanda sondan dördüncü Afrika ülkesi. Gana, Kenya ve Güney Afrika gibi Angola’nın da son zamanlardaki IMF yolculuğu pandemi sebebiyle oldu.
Angola’nın ekonomisi büyük oranda petrole bağımlıdır. Bu durumun Angola’daki diğer sektörler üzerinde ciddi baskı oluşturduğu düşünülüyor. Angola’nın tarım, elmas üretimi ve kerestecilik gibi diğer sektörleri de bulunmasına karşın ekonominin petrol üretimine son derece bağımlı olması, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar sebebiyle Angola ekonomisini kırılgan hale getiriyor.
Nitelikli iş gücü eksikliğinin yanında ciddi işsizlik oranlarıyla da ekonominin baskı altında olduğu Angola’nın enflasyon oranları da daima yüksek seyrediyor. Angola’nın 2001 yılında yaşadığı büyük ekonomik krizinde yüzde 250’ye varan enflasyon oranı baskı altına alınmış olsa da yüzde 6’lara düştüğü 2014 yılından hayli uzakta.
Angola’da enflasyon oranı bugün yıllık yüzde 24,7 seviyesinde. Yüzde 10,59 enflasyon oranı görülen Nisan 2023’ten beri aralıksız olarak yükseliş eğilimi gösteriyor. Angola’nın IMF’ye olan borcu ise 3 milyar dolar.
6- Kolombiya (4,3 Milyar $)
Venezüela’da meydana gelen büyük ekonomik kriz sonrasında göç eden insanların en çok tercih ettiği Kolombiya’ydı. IMF’ye göre Kolombiya, güçlü ekonomik temeller üzerinde bulunuyor. Ancak artan jeopolitik riskler ve gelen göçmenler yüzünden Kolombiya ekonomisi büyük risklerle karşı karşıya.
Kolombiya’nın IMF serüveni 1950’lerde başlamış olsa da, günümüzde IMF’den en çok borç alan ülkeler arasında bulunuyor. Kolombiya ekonomisinde tarımın geniş bir alanı bulunuyor. Ancak ülkedeki otorite boşluğu dönem dönem mafya hesaplaşmalarıyla biliniyor. Ayrıca bu durum Kolombiya’yı yasadışı uyuşturucu maddelerin Latin Amerika’daki merkezlerinden biri haline getirmiş durumda.
Kolombiya’nın başlıca tarım ürünü kahvedir. Tekstil ve kimyevi ürünlere dayanan sanayisi ve petrol ve kömüre dayanan yer altı zenginlikleri de Kolombiya’nın diğer avantajları. İşsizliğin ve yoksulluğun yüksek seviyede olduğu Latin Amerika ülkesinde 2022 yılında yükselen enflasyon 2023’ün Mart ayından beri istikrarlı olarak düşmektedir. Yüzde 13’ü aşan enflasyon bir yıldır düşmeye devam ederek yüzde 7,36 seviyesine gelmiş durumda.
Kolombiya’nın IMF’ye 4,3 milyar dolar ödenmemiş borcu bulunuyor.
5- Ekvador (7,69 Milyar $)
Ekvador 2000 yılından beri Amerikan dolarını resmi para birimi olarak kabul ediyor. Ülkenin dolarizasyon politikasıyla beraber Ekvador Merkez Bankası geleneksel para politikası araçlarını kullanamıyor. Ancak Amerikan dolarını kullanmaya başlamak, Ekvador ekonomisini Amerika Birleşik Devletleri’ne aşırı bağımlı haline gelse de ülkede kronikleşmiş hiperenflasyon sorununun çözümüne büyük katkı sağladı.
Ekvador ekonomisi, yer altı zenginliklerinden petrole oldukça bağımlıdır. Bunun yanında, kahve, muz ve çiçek üretiminde dünyanın önemli ülkeleri arasında yer alır. Ekvador, IMF’den 6 milyar dolarlık bir kredi paketini tamamladı, yakın zamanlarda IMF ile yeni bir stand by anlaşması imzalanması bekleniyor.
2000 yılındaki ekonomik krizde yüzde 100’ün üzerine çıkan enflasyon, Amerikan dolarının resmi para birimi olmasıyla beraber hızla düştü. Bugün Ekvador’da yüzde 1,66 (Mart 2024) gibi dünya ortalamasının oldukça altında bir enflasyon ortalaması bulunuyor.
4- Pakistan (7,74 Milyar $)
Pakistan, IMF’ye en çok borcu olan Asya ülkesi konumunda bulunuyor. Dünyanın en borçlu bu dördüncü ülkesi, ekonomik istikrarsızlıklar ve siyasi hesaplaşmaların ülkesi konumunda. Ülkenin Hindistan ile ayrıldığı 1947 yılından beri dönem dönem önemli demokratik atılımlar gerçekleştirmiş olsa da bugün yoksulluk ve yolsuzlukların ülkesi olarak biliniyor.
Yüksek kamu borcu ve istikrarsız ekonomik olanaklardan kaynaklı olarak ekonomik sıkıntılarla boğuşan Pakistan’ın en büyük sorunu ise genç işsizlik. Nitelikli ve kalabalık genç nüfusuna yeni istihdam alanları yaratamayan Pakistan, Afganistan’da meydana gelen savaşlardan dolayı oldukça kalabalık bir göçmen nüfusunu karşıladı. Ülkenin en uzun sınır komşusu olan Hindistan ile ticareti ise çok kısıtlı. Fiilen iki ülke arasında savaş koşulları yaşanırken Keşmir sorunu sebebiyle iki ülkenin sınırları birbirlerine kapalı. Ayrıca dönem dönem Keşmir’de yaşanan bölgesel çatışmalar Hindistan ile Pakistan arasında tansiyonun yükselmesine sebep oluyor.
Pakistan’ı dünyaya açan tek kapı İran olsa da, İran’ın kapılarının dünyaya kapalı olması Pakistan’ı Asya’nın ortasında dünyadan izole ediyor.
Ülkede askeri sanayi üretimi ve ihracatı önemli bir milli gelir kalemini oluşturuyor. Bereketli havzalarında tarım ürünleri yetiştirilse de tarım teknolojileri açısından çok da gelişmemiş bir ülke olması ve nüfusunun çok fazla olması, Pakistan’ı önemli tarım ihracatçıları arasına sokamıyor.
2022’nin Mayıs ayında görülen yüzde 38’lik enflasyon Mart 2024’te yüzde 20,7’ye düşmüş durumda. 2015 yılında görülen yüzde 2’lik enflasyon rakamları ise Pakistan’ın tarihi boyunca yaşadığı en istikrarlı dönem olmuştu.
Ödemeler dengesinde büyük problem yaşayan Pakistan’ın IMF’ye olan borcu 7,74 Milyar dolar. En son 3 milyar dolarlık bir kredi paketi üzerine anlaşan Pakistan ile IMF, yakın zamanda 700 milyon dolarlık ek bir paket daha imzalayacak.
3- Ukrayna (12 Milyar $)
Rusya’nın saldırılarıyla ekonomik olarak da zor duruma düşen Ukrayna, IMF’ye en çok borcu olan üçüncü ülke konumunda bulunuyor. IMF ile en son 15,6 milyar dolarlık stand by anlaşması imzalayan Ukrayna, aynı zamanda savaştan dolayı dünyadan en fazla yardım alan ülkelerin de başında geliyor.
Türkiye’nin de yakından takip ettiği Ukrayna ekonomisi, geniş ve gelişmiş tarım alanları ile Avrupa’nın ekmek sepeti olarak anılmakta. Ancak savaştan dolayı büyük zorluklar yaşayan Ukrayna, yine de dünyanın en büyük tahıl ve ayçiçeği üreticilerinden biri. Yer altı zenginlikleri açısından kendine yetemeyen Ukrayna, büyük bir petrol ithalatçısıdır.
Ukrayna’nın pek çok tarım bölgesi Rusya’nın kontrolü altına geçti. Ayrıca Ukrayna’nın önemli nükleer enerji santrallerinin de Rusya’nın işgal ettiği bölgelerde yer alması, Ukrayna’nın enerji üretimine de büyük darbe vurdu. Özellikle Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından ekonomik ve askeri olarak desteklenen Ukrayna’nın IMF’ye olan borcu yeni değil.
Ukrayna ilk olarak 1998’de IMF’den 2,2 milyar dolarlık bir kredi aldı. En son 2010 yılında 15,15 milyar dolarlık bir borç alan Ukrayna’ya IMF’nin olan yardımları 2011 yılında “reform çabalarının olmayışı” sebebiyle donduruldu.
Ukrayna’nın IMF’ye toplamda 12 milyar dolarlık ödenmemiş borcu bulunuyor. 1995 yılında yüzde 500’ün üzerine çıkan enflasyon Ukrayna’nın tarihinin en ağır ekonomik krizi olarak anılırken savaş koşullarına rağmen Mart 2024 enflasyon oranı yüzde 3,2 olarak dikkat çekiyor. Savaştan dolayı ağır kayıplar veren Ukrayna’da 2022’nin mart ayında yüzde 32’lik enflasyon oranıyla ekonomisi büyük yara almıştı. Nitelikli genç nüfusu ya cephede Rusya’ya karşı savaşan ya da ülkeyi terk etmiş olan Ukrayna’nın üretim sorunları savaşın devam ettiği sürece sürece sürmesi bekleniyor.
2- Mısır (14,9 Milyar $)
Arap Baharıyla beraber 2010’lu yıllarda büyük kan kaybeden Mısır ekonomisi, Mursi’nin iktidara gelmesiyle birlikte istikrar emareleri gösterse de yükselen aşırı islamcılık Mısır ordusunu harekete geçirmiş ve Abdülfettah El Sisi yönetimindeki Mısır ordusu bir darbe yapmıştı.
Darbenin ardından Mısır’da büyük ekonomik reformlara imza atıldı. Yine de Mısır ekonomisi zor günler geçiriyor. Arap Baharı’nda başlayan istikrarsızlıkların henüz giderilmediği Mısır’da geçtiğimiz ay büyük bir devalüasyon yapılmıştı. Mısır’da devalüasyon dünyada geniş yankı bulurken beraberinde faizlerin artırılması ve hemen ardından IMF ile stand by anlaşması yapılması, Mısır ekonomisinde bir toparlanmanın ilk işaretleri olarak değerlendiriliyor. Mısır aynı zamanda Dünya Bankası’ndan da geniş krediler kullanan bir ülke olarak dikkat çekiyor.
Kuzey Afrika’nın turizm merkezi olan Mısır’ın en büyük sorunlarının başında ise jeopolitik riskler yer alıyor. Hemen Mısır sınırında yaşanan İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarında kayıtsız kalmakla suçlanan Mısır, bu savaşa Yemen’in de dahil olmasıyla beraber Kızıldeniz’de yaşanan saldırıların ardından gemilerin rotasını Kızıldeniz’e çevirmesinden dolayı Süveyş Kanalı gelirlerinden de mahrum kaldı.
Ülkenin topraklarının yüzde 20’sinden azının tarıma elverişli olması ve nüfusun yüzde 90’ının da kentleşen bereketli Nil havzasında yaşaması Mısır’ın önündeki en büyük tarım sorunu olarak görülüyor. Ancak 80 milyar dolar tutarında ve çölde tarım yapmayı elverişli kılacak projelerden dolayı Mısır’ın gelecek 10 yıl içinde büyük tarım üreticilerinden biri olması bekleniyor. Yine de Mısır nüfusunun yaklaşık yüzde 12’si tarım alanlarında çalışmaktadır ve Mısır önemli tarım üreticilerinden biridir.
Ülkenin başlıca yer altı zenginliği olan petrol ise Mısır’ın can simidi durumunda. Yine de kendi kendine yetecek seviyede petrol üreten Mısır’ın petrol ihracatı düşük seviyelerde kalıyor. Yüzde 33,3 oranıyla yüksek bir enflasyona sahip Mısır’ın en büyük sorunu bugünlerde enflasyonu kontrol altına almak. 2021 yılındaki yüzde 5 seviyelerindeki enflasyon oranının çok uzağında olan Mısır, nitelikli genç nüfusuyla ön planda olsa da genç işsizliğin yüksek olması bir diğer sorun. Ayrıca nüfus artış hızının yüksek olması da yetişecek yeni nesillere iş imkanı yaratmak konusunda Mısır’ı zorlamaktadır.
IMF ile olan serüveni de eski olan Mısır, dünyada IMF’ye en çok borcu olan ikinci ülke konumunda. Çoğunluğu son yıllarda alınmış 14,9 milyar dolar IMF borcu olan Mısır, darbenin ardından kullandığı 13 milyar dolara yakın ve toplamda 3 farklı anlaşmayla dikkat çekiyor.
1-Arjantin (42,9 Milyar $)
Yüksek enflasyon, istikrarsız ekonomi ve dış borç diyince dünyada akla gelen ilk ülke Arjantin’dir. Futbol ve tango ile bilinen Arjantin, aynı zamanda büyük ekonomik çöküşleri ve IMF ile Dünya Bankası’ndan verilen kurtarma paketleriyle de adından söz ettiren bir ülke.
2016 yılında eski dış borçlarının tamamını ödeme başarısı gösteren Arjantin, son 6 yıl içinde toplam 94 milyar dolar gibi muazzam iki büyük anlaşmayla yeniden IMF’nin pençesine düştü.
2018’de 50 milyar dolar ve 2022’de 44 milyar dolarlık iki büyük kredi kullanan Arjantin, yeniden IMF borçluları listesinin zirvesine yerleşti.
Latin Amerika’nın talihsiz ülkesi Arjantin’in enflasyonu da dünyanın zirvesinde. Nisan 2023’te yüzde 108’lik enflasyon oranıyla son yılların en düşük enflasyonunu yaşayan Arjantin’de son bir yıldır enflasyon oranı sürekli olarak yükseliyor. Mart 2024 ölçümlerine göre yüzde 288 enflasyonu olan Arjantin, enflasyon oranını 7 haneli rakamlardan düşüren Venezüela’yı da geride bırakarak yeniden zirveye kuruldu.
Tarihinde enflasyon ve IMF borçları konusunda sürekli olarak Türkiye ile yarışmış olan Arjantin’de son yıllarda ufak toparlanmalar göze batıyor. Ancak IMF’nin politikalarını uygulamak zorunda kalması Arjantin ekonomi yönetiminin oyun sahasını da daraltmış durumda.
Arjantin’in son 6 yılda aldığı 94 milyar dolarlık IMF borcunun önemli bir kısmını ödemiş durumda. Yine de IMF’ye en çok borcu olan ülke olan Arjantin’in toplam borcu halihazırda 42,9 milyar dolar seviyesinde ve en yakın borçlu olan Mısır’dan 3 kat daha fazla.