Euro Bölgesi’nde işsizlik oranı, Şubat ayında yüzde 6,5 seviyesinde sabit kaldı. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayımlanan verilere göre, bu oran Avrupa Birliği (AB) genelinde de değişiklik göstermedi ve yüzde 6 olarak kaydedildi. Ayrıca Euro Bölgesi’nde Mart ayında yıllık enflasyon oranının yüzde 2,4 olarak kaydedilmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) gelecekteki para politikası kararları üzerinde önemli bir etki yapabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
En Yüksek Oran İspanya’da
Karşılaştırmalı olarak, geçen yılın aynı dönemine göre Euro Bölgesi’ndeki işsizlik oranı yüzde 6,6 iken, AB’de yüzde 6 seviyesindeydi.
Üye ülkeler bazında ise, işsizlik oranları İspanya’da yüzde 11,5, Yunanistan’da yüzde 11, İsveç’te yüzde 8,1, İtalya’da yüzde 7,5 ve Fransa’da yüzde 7,4 olarak ölçüldü. Şubat ayında AB’de toplam işsiz sayısı 13 milyon 249 bin olarak tespit edilirken, bu sayının 11 milyon 102 bini Euro Bölgesi’nde yer aldı.
Özellikle genç işsizlik oranı dikkat çekici düzeyde. AB’de 25 yaş altı genç işsiz sayısı 2 milyon 899 bin, Euro Bölgesi’nde ise 2 milyon 319 bin olarak belirlendi. Genç işsizlik oranı AB’de yüzde 14,8, Euro Bölgesi’nde ise yüzde 14,6 olarak kayıtlara geçti.
Avrupa’da Enflasyon da Yatay Seyrediyor
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayımlanan öncü verilere göre, Şubat ayında yüzde 2,6 seviyesinde olan yıllık enflasyon, Mart ayında yüzde 2,4’e geriledi. Bu durum, Mart’ta aylık bazda Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)’nin yüzde 0,8 arttığını gösteriyor.
Piyasa beklentilerinin Mart ayında yıllık enflasyonun yüzde 2,5 olacağı yönünde olduğu düşünüldüğünde, enflasyonun beklenenden daha yavaş bir tempo ile düşmesi, ECB’nin Haziran ayında faiz oranlarını düşürme ihtimalini güçlendiriyor.
Euro Bölgesi’nde çekirdek enflasyon oranı ise Mart’ta yıllık bazda yüzde 2,9, aylık bazda ise yüzde 0,9 olarak ölçüldü. Ülke bazında enflasyon oranları Almanya’da yüzde 2,3, Fransa’da yüzde 2,4, İtalya’da yüzde 1,3 ve İspanya’da yüzde 3,2 olarak belirlendi.
Haziran’da Faiz İndirimi Değerlendiriliyor
Euro Bölgesi’nde enflasyon oranının beklenenden daha fazla yavaşlaması, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) Haziran ayında faiz oranlarını düşürme ihtimalini artırdı. Tüketici enflasyonu, Şubat ayındaki yüzde 2,6 seviyesinden Mart ayında yıllık yüzde 2,4’e gerileyerek Bloomberg Economics Nowcast modeli tahminleriyle paralel bir seyir izledi.
Bloomberg anketine katılan analistlerin medyan beklentisi ise yüzde 2,5’lik bir artış öngörüyordu. Gıda ve enerji gibi değişken kalemleri hariç tutan çekirdek enflasyon oranı da yüzde 2,9’a düşerek beklentilerin altında gerçekleşti.
Bu veriler, AMB’nin enflasyon hedefi olan yüzde 2’ye doğru ilerleme kaydettiğine dair kanıtları güçlendiriyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, yeni tahminler ve yılın ilk aylarında ücret artışlarına ilişkin güncellemeler ışığında Haziran ayında faiz oranlarında bir indirim yapılacağının sinyalini verdi.
Bu gelişmeler, AMB’nin mevcut kısıtlayıcı para politikası duruşunu bir miktar gevşetme olasılığını artırıyor. Faiz oranlarının düşürülmesi, Euro Bölgesi ekonomisine daha fazla likidite sağlayarak, kredi maliyetlerini düşürebilir ve ekonomik büyümeyi teşvik edebilir.
Ücret Artışları Takip Ediliyor
Euro Bölgesi’nde artan ücretler, Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve ekonomistlerin dikkatle izlediği bir konu haline geldi.
Almanya, Fransa ve İspanya’nın merkez bankası başkanlarının da desteklediği bir yönlendirmeyle, çok az AMB üyesi daha erken faiz indirimi yapılmasının gerekliliğini dile getirdi. Ancak, ekonomistler ve piyasa fiyatlamaları, AMB’nin planlanan takviminde bir değişiklik yapılabilmesi için ciddi bir ekonomik şokun gerçekleşmesi gerektiğine işaret ediyor.
Orta Doğu’daki lojistik sorunlar ve ABD’nin Baltimore kentinde meydana gelen köprü çöküşü gibi olayların fiyatlar üzerinde önemli bir etkisi olmayacağı öngörülüyor. Bununla birlikte, 20 ülkeli Euro Bölgesi’nde ücretlerin artışı, özellikle hizmet sektöründe fiyat baskılarını sürdüren önemli bir faktör olarak görülüyor.
AMB’nin başekonomisti Philip Lane, faiz indirimleri için ücret artışlarının gerilemesinin devam etmesi gerektiğini belirtti. Euro Bölgesi’nde kritik bir ücret göstergesi olarak kabul edilen veriler, 2023 sonunda bir miktar ılımlılık göstermiş olsa da, maaşların yüzde 4’ün üzerinde bir artışla yükselmeye devam ettiği görülüyor.
Bu durum, işgücü maliyetlerinin nihai fiyatlar üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu hizmet sektöründe devam eden fiyat baskılarını gösteriyor.
Sektörler ve Ülkeler Arasındaki Farklılıklar AMB’yi Zor Durumda Bırakıyor
Euro Bölgesi’nde Mart ayında hizmet sektöründe enflasyon oranının yüzde 4’te sabit kalması ve enerji dışı sanayi mallarında enflasyonun yüzde 1,1’e gerilemesi gibi farklı enflasyon eğilimleri gözlemleniyor. Bu durum, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) gelecekteki faiz indirimleri ve para politikası yönlendirmeleri konusunda karar vermesini zorlaştıran bir çeşitlilik yarattığı değerlendiriliyor.
Bölge genelinde ise İspanya’da enerji maliyetlerinin hükümet tarafından daha az desteklenmesi ve İtalya’da enflasyonun artması gibi çeşitli faktörler enflasyon eğilimlerinde farklılaşmalara yol açıyor. Buna karşın, Almanya ve Fransa gibi ülkelerden gelen veriler enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu belirtiyor.
Bu çeşitli eğilimler, AMB’nin faiz indirimleri sonrasında izleyeceği yol konusunda belirsizlikler yaratıyor. AMB üyeleri, gelecekteki adımların hızı ve yönü konusunda dikkatli olurken, ekonomik verilerin para politikası kararlarında belirleyici olacağı konusunda fikir birliği içindeler.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, AMB’nin yeni ekonomik verilere göre hareket edeceğini ve ilk faiz indiriminden sonra sabit bir faiz patikası için önceden taahhütte bulunamayacağını vurguladı.
Euro Bölgesi ve Avrupa Birliği Farkı
Euro Bölgesi, Euro para birimini kullanarak ekonomik ve parasal birliği oluşturan Avrupa Birliği üye ülkelerinin oluşturduğu bir birliktir. Bu bölge, dünya ekonomisinde önemli bir aktör olup, üye ülkeler arasında daha sıkı ekonomik işbirliği ve parasal istikrarın sağlanmasını amaçlar. Euro Bölgesi, küresel ticarette ve finansal işlemlerde merkezi bir rol oynayarak, üye ülkelerin ekonomik performansını doğrudan etkileyebilir.
Euro Bölgesi, tüm Avrupa Birliği ülkelerini kapsamıyor. Euro para birimine henüz geçmemiş ve geçme aşamasında olan ülkeler ile Euro’yu kullanmayacağını belirten Danimarka Euro bölgesine dahil edilmezken, kendi ülkesine ait bir para birimi olmayıp sadece Euro para birimini kullanan ülkeler Euro bölgesi olarak sayılıyor.
Avrupa Birliği’ni terk eden Birleşik Krallık, Brexit’ten önce Euro bölgesine dahil olmazken Avrupa Birliği ülkeleri içinde sayılıyordu. Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması sebebiyle ölçümlerde her iki gruba da dahil değil.