Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)

Yeni rekor: Dolar/TL 3,60 Euro/TL 3,83

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) bir ülkenin yıllık makro göstergeleri içerisindeki en önemli göstergedir. Bu gösterge İngilizce literatürdeki karşılığı olan

Merkez Bankaları

TCMB'den Yeni LiralaÅŸma TeÅŸviÄŸi

Ekonomide, iş gücü piyasası, mal ve hizmet piyasası ve para piyasası olmak üzere 3 temel piyasadan söz etmekteyiz. Devlet ise bu piyasalarda farklı kurumsal yapılarıyla varlığını korumaktadır. Para piyasasında devletin bu işlevini Merkez Bankaları görmektedir, bakıldığında;

ABD’de FED (Federal Reserve Bank)
Avrupa BirliÄŸi’nde ECB (European Central Bank) ya da AMB (Avrupa Merkez Bankası)
Ä°ngiltere’de BOE (Bank Of England)
Japonya’da (BOJ)Bank of Japan
Kanada’da (BOC)Bank of Canada
Yeni Zelanda’da (RBNZ)Reserve Bank of New Zealand
Ä°sviçre’de (SNB)Swiss National Bank
Türkiye’de ise (TCMB)Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’dır.

Bütün Merkez Bankalarının birincil görevi Fiyat Ä°stikrarını saÄŸlamaktır. Bu noktada da ülke içerisindeki diÄŸer politika yapıcılardan (örneÄŸin Türkiye için; Maliye, Ekonomi Bakanlığı, Hazine MüsteÅŸarlığı gibi) bağımsız olarak fakat iÅŸbirliÄŸi çerçevesinde politikalarını sürdürmesi gerekmektedir. Merkez Bankalarının, para politikasını uygulamak için kullandığı araçlar günümüzde farklılaÅŸmakla birlikte en önemli araç ‘faiz aracıdır.’
Para piyasalarında işlem yapan yatırımcı, Merkez Bankası politikalarını yakından takip etmelidir. Merkez Bankası, politika araçları ile para piyasasına müdahale ederek ilk olarak döviz kurlarını etkileme gücüne sahip olan en yüksek merciidir. Bundan dolayı, Merkez Bankaları gerek kısa vadeli faiz oranları kontrolü ile gerekse yazılı ve sözlü açıklamaları ile döviz piyasalarını diğer tüm kurumlardan daha fazla etkileme gücüne sahiptir.

Parasal GeniÅŸleme (QE) Nedir?

Dolar Endeksi 2016'nın zirvesinde

2008 Krizi (Mortgage Krizi) sonrasında Merkez Bankaları parasal geniÅŸleme yoluyla ekonomide canlandırma yaparak krizin yarattığı tahribatları önlemeye ya da etkisini azaltmaya çalışmıştır. Krizden en çok etkilenen finans piyasasını canlandırmak ve piyasadaki likidite sıkıntısını çözmek amacı ilk sırada yer alırken, para bolluÄŸu saÄŸlayarak piyasa faizlerini aÅŸağı çekmek de ikincil amaçlardan biri olarak Fed’in karşısına çıkmıştır. Fed’in bu hamlelerinin tamamına ‘Parasal GeniÅŸleme’ demekteyiz.Ä°lk parasal geniÅŸleme krizin baÅŸlangıcı olan 2008 Eylül’den yaklaşık 2,5 ay sonra (Aralık 2008) yapılmıştır ve 2010 yılının ortasına kadar devam etmiÅŸtir. Ä°lk parasal geniÅŸlemede piyasaya toplamda $1,30 trilyonluk fon aktarıldı. Bu aktarım, piyasadan hazine bonoları ve ipoteÄŸe dayalı menkul kıymetlerin alınması yoluyla yapılmıştır. Ä°kinci parasal geniÅŸleme ise Kasım 2010 ile Haziran 2011 arasında gerçekleÅŸti.Piyasadan yaklaşık $600 milyarlık tahvil alımı yapıldı. 3. Parasal GeniÅŸleme Eylül 2012’de baÅŸladı ve aylık $85 milyarlık tahvil alımı programlandı. GeçtiÄŸimiz mayıs ayında (22 Mayıs 2013) Fed BaÅŸkanı Bernanke tahvil alım programına iliÅŸkin sonlandırma kararını duyurdu ve içerisinde Türkiye’nin de bulunduÄŸu kırılgan piyasalarda aÅŸağı yönlü hareketler yaÅŸandı.Küresel piyasalar düzenli olarak devam eden toplantıları takip ederken Fed’den tahvil alımındaki azaltmaya yönelik ilk adım 18 Aralık’taki toplantıda geldi ve toplantıdan çıkan kararla Fed aylık tahvil alımını $10 milyar azaltacağının kararını aldı. Son olarak 28 Ocak’ta Fed Açık Piyasalar Komitesi’nden (FOMC – Fed Open Market Committee) çıkan kararla aylık tahvil alım miktarı $65 milyara indirilmiÅŸtir.Fed, 2008’den günümüze kadar uyguladığı parasal geniÅŸleme politikalarının ardından ilk faiz artışını Aralık 2015’te yaptı. Komite politika faizinde 0,25 bp artış yaptı ve yıl içinde 2 faiz artışı planlıyor.

Tarım Dışı İstihdam (NFP) Nedir?

Döviz Mevduatında Erime

NFP ya da ‘Non Farm Payroll’ olarak da bilinen Tarım Dışı Ä°stihdam verisi her ayın ilk Cuması Amerika saati ile 8:30’da Türkiye saati ile 15:30’da açıklanan ve ABD’de tarım, kamu sektörü, kâr amacı gütmeyen kuruluÅŸ çalışanlarını deÄŸerlendirme dışı tutarak istihdam sayısındaki aylık deÄŸiÅŸim konusunda bilgi veren oldukça önemli bir veridir.

Düzenli olarak gelir elde etmeye baÅŸlayan iÅŸ gücü sayısını gösterir. Major paritelerde ve emtialarda iÅŸlem yapan yatırımcıların takip etmesi gereken önemli bir veri olmakla birlikte iÅŸsizlik verisi ile aynı anda açıklandığı için her iki veriyi bir arada yorumlamak daha doÄŸru olacaktır. NFP temel olarak iÅŸgücü piyasasında geniÅŸleme ve daralmayı anlatmaktadır. EÄŸer Tarım Dışı Verileri’nde artış gözleniyorsa bu, emek piyasasının büyüdüğünü göstermektedir. Fakat eÄŸer Tarım Dışı’nda düşüş gözleniyorsa bu istihdamdaki daralmayı göstermektedir ve büyüme konusunda temkinli olmamız gereken bir dönemde olduÄŸumuzu bilmemiz gerekir. örneÄŸin; istihdam piyasası büyüyorsa, bu daha fazla insanın düzenli bir gelire sahip olduÄŸunu göstermektedir. Gelirdeki artış daha fazla harcamanın yapılacağına iÅŸaret eder. Sonuçta daha fazla harcama miktarı daha yüksek bir GSYH’yi göstermektedir ve GSYH ekonomiye dair en geniÅŸ gösterge niteliÄŸini taşır.

Temelde, eÄŸer istihdamdaki gidiÅŸat pozitif yönlüyse, bu dolar için olumludur. DiÄŸer taraftan, eÄŸer istihdamdaki gidiÅŸat negatifse, (NFP’nin azaldığına, yani yüksek iÅŸsizlik oranına iÅŸaret eder) bu da dolar için olumsuz bir durumdur. 8 Kasım 2013 tarihli örnekte de görüleceÄŸi gibi veri açıklanmadan önce ve açıklandıktan sonra piyasada yüksek volatilite gözlemlenebilir.

Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC)

Para Politikası dediÄŸimizde aklımıza Merkez Bankaları tarafından yürütülen düzenlemeler gelmektedir. Paranın maliyetini (faiz oranını) etkileyen ve ulusal ekonomik çıkarları destekleyen Merkez Bankalarından biri de Fed’dir. 1913’de Federal Reserve Bank (FED), ABD’de Para Politikasını yürütmek üzere görevlendirilmiÅŸtir.

Fed, para politikasında temel olarak 3 aracı kontrol etmektedir. Açık Piyasa Ä°ÅŸlemleri, Reeskont Faiz Oranı ve Zorunlu Karşılık Oranlarıdır. Fed Yönetim Kurulu, sistem içerisinde reeskont faiz oranını ve zorunlu karşılık oranlarını kontrol etmektedir. Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC-Fed Open Market Committe) ise Açık Piyasa Ä°ÅŸlemlerini kontrol etmektedir. Bu üç aracı kullanarak Fed, fon talebini, fon arzını ve Fed bünyesinde tutulan finansal kurumların karşılıklarını yönetmektedir. Fed’in kontrol ettiÄŸi faiz oranı, gecelik olarak finansal kurumlar arasındaki nakit akışında oluÅŸan faiz oranıdır. Fed’in belirleyeceÄŸi faiz oranlarındaki deÄŸiÅŸim, diÄŸer kısa dönem faiz oranlarını, döviz kurlarını, uzun dönem faiz oranlarını ve nihayetinde istihdam, üretim, mal ve hizmetler gibi ekonomik deÄŸiÅŸkenlerin tamamını etkileyecektir.

FOMC’un Yapısı
Fed Açık Piyasa Komitesinde toplamda 12 üye bulunmaktadır ve komitede bulunan 7 üye, Fed Yönetim Kurulunu OluÅŸturur. Fed BaÅŸkanı aynı zamanda New York Federal Bank’ın BaÅŸkanıdır. Kalan 4 üye ise diÄŸer 11 Fed BaÅŸkanlarından oluÅŸmaktadır ve 4 üye yıllık olarak deÄŸiÅŸmektedir. Oy hakkı bulunmayan Fed BaÅŸkanları da Komite toplantısına katılmaktadırlar ve tartışmalarda söz hakları bulunmaktadır. Ayrıca ekonomi ve politika seçeneklerinin belirlenmesinde söz alabilmektedirler. FOMC, Yılda 8 Kez toplanır. Bu toplantılarda Komite, ekonomik ve finansal görünümü deÄŸerlendirirler, para politikasının duruÅŸunu belirlemektedirler. En önemlisi de fiyat istikrarı ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin önündeki riskleri deÄŸerlendirmektedirler.

BilindiÄŸi üzere Amerikan Doları dünya ölçeÄŸinde en yaygın kullanılan para birimidir. DiÄŸer para birimleri ile olan iliÅŸkileri de bu baÄŸlamda önem kazanmaktadır. Dolar’ın deÄŸerinin belirlenmesinde Fed, en önemli ve en güçlü kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. Fed, kullandığı teknik araçlar ile faiz oranlarını belirlerken açıklamaları ile de Dolar üzerinde güçlü etkiye sahiptir. Temel Analiz çerçevesinde Merkez Bankaları deÄŸerlendirilirken FOMC’un açıklamaları takip edilmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB)

TCMB Başkanı Gaye Erkan'dan Enflasyon Raporu Sunumu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 11 Haziran 1930 tarihinde kabul edilen yasa tasarısı ve 30 Haziran 1930 Tarihli Resmi Gazetede 1715 sayılı kanun ile ‘Türk Parasının istikrarının saÄŸlanması amacıyla’ kurularak, farklı kurum ve kuruluÅŸlarca yürütülen iÅŸlevlerin tek elde toplanmasını takiben 3 Ekim 1931 tarihinde faaliyete geçmiÅŸtir.

TCMB, Türk Lirası’nın deÄŸeri üzerinde belirleyiciliÄŸi en yüksek kurumdur. TCMB’nin diÄŸer ülke merkez bankaları gibi nihai amacı fiyat istikrarını korumaktır. Bununla birlikte TCMB, 2008 krizi sonrasında finansal istikrarı da gözetecek politikalar geliÅŸtirmektedir.

2001 krizi TCMB açısından önemli bir dönüm noktası olmuÅŸtur. Kriz sonrasında TCMB’nin bağımsızlığı ile ilgili çalışmalar yapılmış ve hükumetlerin yönetiminden uzak bir yapı oluÅŸturulmuÅŸtur.

TCMB’nin kullandığı politika araçlarının içeriÄŸinden öte amacı ve sonuçlarını irdelemek daha doÄŸru olabilir. Ä°lerleyen bültenlerde politika araçları tek tek açıklanabilir. Yatırımcı için önemli olan nokta TCMB’nin hamlesini anlayabilmektir. Genel olarak 2 noktadan bakılabilir. Ä°lki Türk Lirası’nda sıkılaÅŸtırma politikası ya da tam tersi durum olan gevÅŸek politikadır. SıkılaÅŸtırmadan söz ediyorsak piyasada Türk Lirası miktarının azaltılmasını anlayabiliriz. Bu durumda TL deÄŸer kazanacaktır. GevÅŸek para politikası uygulamalarında ise TL’nin deÄŸer kaybettiÄŸi gözlemlenebilecektir. 2. nokta ise faiz uygulamalarıdır. TCMB’nin günümüzde kullandığı en önemli faiz oranı Politika Faizidir. Politika faizinde yaÅŸanacak artış Yurt Dışından döviz giriÅŸi saÄŸlamaktadır ve Türk Lirasının deÄŸerlenmesi beklenmektedir. Faizlerdeki düşüş ise Türk Lirası’nın deÄŸerini düşürebilmektedir. Merkez Bankası kararları, sonuçları itibariyle son derece önemlidir. Grafik 29 Ocak 2014 Saat 00.00’daki Merkez Bankası Toplantısındaki faiz kararını göstermektedir. Toplantıda Politika Faizi %4,5’den %10’a yükselmiÅŸtir. Bu artış ile USDTRY 797 pips düşmüştür.

Almanya ZEW Endeksi

Almanya ZEW Endeksi

Avrupa Bölgesi’nin en büyük ekonomisi olan Almanya ekonomisine dair fikir veren ZEW (Zentrum für Europäische Wirtschaftsforschung – Center for European Economic Research) Güven Endeksi aylık olarak açıklanır. Avrupa genelinde 350 analist ve ekonomistin Alman ekonomisinin gelecek altı ayına dair enflasyon, faiz oranları, döviz kurları ve borsaya dair beklentilerini gösteren bu gösterge Alman ekonomisinin orta vadeli beklentilerini gösterdiÄŸi için birçok trader tarafından yakından takip edilir. Veri bu analistler ve ekonomistler arasındaki iyimser-kötümser ve nötr bakış açısının matematiksel olarak dengesini yansıtır. Bu denge için 0 referans noktasıdır. 0’ın üstündeki seviyeler ekonomistlerin geleceÄŸe dair iyimser, 0’ın altındaki seviyeler ise analistlerin geleceÄŸe dair kötümser olduklarını gösterir. Basit yapısı ve anlaşılabilir olması yönüyle ekonomiyle ilgilenen herkes tarafından kolayca yorumlanabilen bir endekstir. örneÄŸin: Analistlerin %20’si iyimser, %35’i kötümser ve %45’i nötr ise sonuç -15 olacaktır. Endeks üç farklı baÅŸlık altında incelenir:
German ZEW Indicator of Economic SentimentGerman ZEW Current Situation (Economic Situation)Euro-Zone ZEW Indicator of Economic Sentiment

Euro, Lira karşısında sert yükseliş yaşıyor

Euro, Lira karşısında sert yükseliş yaşıyor

Mart ECB toplantısının ardından yatay seyir izleyen parite, eurodaki güçlenme ile bugün 26 Şubat zirve seviye olan 3,27 direncini test etti. Lira ise olumlu enflasyon verisine rağmen dolar ve euro karşısında düşüş yaşıyor.