Hiperenflasyon Nedir? Hiperenfasyon Örnekleri

Paylaş
100.000 $
Sanal Parayla
ÜCRETSİZ FOREX EĞİTİMİ

2024 yılı 2. Çeyrek K/Z Oranı: %26 / %74

Hiperenflasyon, hayatımızda geçmişte sıklıkla duyduğumuz bir enflasyon terimidir. Şu an Türkiye’de yaşanan enflasyon türünün yüksek enflasyon veya çok yüksek enflasyon olduğu ifade edilse de hiper enflasyon olmadığı konusunda iktisatçılar hemfikirdir. Çünkü bir ülkedeki yüksek enflasyon ortamının hiperenflasyon sayılması için bazı özellikleri barındırması gerekir.

Hiperenflasyon, bir enflasyon ortamının ulaşabileceği en yüksek nokta olarak kabul edilir. Öyle ki, geçmişte bazı dönemlerde yaşanan hiper enflasyon dönemlerinde artık enflasyon oranının hesaplanması geçici süreliğine durdurulmuştur.

Tarihte hiper enflasyonlar içinde Weimar Almanya’sı genellikle en çok örnek olarak gösterilen dönemdir. Almanya’dan sonra yakın geçmişten iki örnek verilmesi gerekirse, birisi birkaç yıl önce Venezüela’nın yaşadığı hiper enflasyon ortamı, bir diğeri ise Arjantin’in mütemadiyen girdiği ekonomik kriz dönemleridir. Türkiye’nin 1990’lardaki ekonomik durumu örnek olarak gösterilse de bu da hiper enflasyon şartlarını karşılamaz.

Hiperenflasyonun anlamı, iktisadi olarak ülkede yüzde 200’ü aşan yıllık enflasyon oranı olarak ifade edilebilir. Diğer bir ismi ise dört nala enflasyondur.

Hiper Enflasyonun Şartları Nelerdir?

Hiperenflasyon, enflasyon kontrolünün kaybedildiği yüksek enflasyon ortamları için kullanılan bir ifadedir. Bu tip yüksek enflasyon ortamlarında, ekonomi yönetimi kontrolünü kaybeder ve enflasyonun doğal yollarla düşüşe geçişini beklerken bazı iktisadi tedbirleri hayata sokar. Bunlar dış yardım almak, özelleştirmeler gibi sıcak para girişinin hızlanmasını teşvik edici bazı adımlardır.

İktisatçı Mahfi Eğilmez, yüksek bir enflasyonun hiperenflasyon sayılması için yüzde 200’ün üzerinde olması gerektiğini belirtmiştir. Bu dönemlerin bir diğer özelliğinin ise paranın herhangi bir maldan daha değersiz olması gerektiğine vurgu yapar.

Hiperenflasyon Neden Olur?

Hiperenflasyon oluşması için bazı sebepler vardır. En önemli hiperenflasyon sebebi, tarihsel örneklerden de görüleceği üzere aşırı para basımıdır. Aşırı para basımı daha önce Almanya, Rusya, Zimbabve ve Venezüela’da büyük hiperenflasyon krizlerine sebep olmuştur.

Hiperenflasyon yaşanan ülkelerde aşırı para basımı yine de olmaktadır. Ancak bazı örneklerde hiperenflasyonun sebepleri arasında olan aşırı para basımı, bazı ülkelerde ise yüksek enflasyonun sonucu olarak hayata geçirilerek hiperenflasyona sebep olduğu görülür.

İnsanlar Hiperenflasyonda Kendilerini Nasıl Korur?

Hiperenflasyon dönemleri, ülkede yaşayan halk için en zorlu dönemlerdir. En büyük zorluğu sabit maaşlı çalışan ve memurlar yaşarken, esnaf ise sattığı bir malın fiyatına yeni ürün alamayacağı için daha pahalıya satar. Bu durum hiperenflasyonu tetikleyen bir konu olarak güven sorununu beraberinde getirir.

Mal, paradan çok daha değerli hale gelir. Bu da mal alış verişinin başka bir mal karşılığında yapılmasını yaygınlaştırır. Buna barter ekonomisi denir. Barter ekonomisinin de pek çok sorunları olsa da paranın değerinin ölçülemeyecek duruma geldiği dönemlerde insanların sıklıkla müracaat ettiği dönemlerdir. İki mal arasındaki değerin eşit olması konusu karşılıklı anlaşmayla kabul edilerek ticaret gerçekleştirilir.

Öte taraftan, kendini korumak isteyen satıcılar, uzun vadeli kontratlarını döviz üzerinden yapar, halk elindeki parayla fiyatı ne olursa olsun döviz tutar. Bu da ülkede dolarizasyonun artmasına sebep olur. Ayrıca yakın geçmişte, Zimbabve krizden çıkış yolu olarak Amerikan dolarını resmi para birimi olarak kabul etti. Dünyada Ekvador, El Salvador, Somali, Porto Rico gibi ülkeler de yine ekonomik istikrarsızlıkla mücadele etmek için Amerikan dolarını resmi para birimi olarak kabul eden diğer ülkelerdir.

Geçmişten Hiperenflasyon Örnekleri

Hiperenflasyon konusunda birkaç ülkeden örnekler vermek mümkündür. Bunlardan ilki Weimar Almanya’sı olabilir. Ardından güncel bir örnek olarak da Venezüela’yı gösterebiliriz.

Almanya’da Hiperenflasyon Dönemi

Almanya’nın 1. Dünya Savaşı’nı kaybetmesinin ardından tıpkı Osmanlı Devleti ile imzalanan Sevr Antlaşması gibi benzer şartlarda Almanya ile galip devletler arasında da Versay Antlaşması imzalanmıştı. Almanya da tıpkı Osmanlı Devleti gibi bu anlaşmanın şartlarını kabul etmişti.

Osmanlı Devleti’nin bu anlaşmayı kabul etmesinin ardından Mustafa Kemal önderliğinde Türkiye’de bir Kurtuluş Savaşı süreci başlarken Almanya’da bir barış dönemi başlamış ve Alman hükümeti ağır antlaşmanın şartlarını yerine getiriyordu.

Versay Antlaşması’nda Almanya’nın ödemesi gereken tazminat, Almanya’nın bütçesinin çok üzerindeydi. Bunun üzerine Almanya’da hızlı bir şekilde para basma dönemi başladı ve ardından 1922 yılında ekonomik kriz patladı.

Alman ekonomik krizi başlamadan önce, 1. Dünya Savaşı sıralarında, 1 Amerikan doları 4 ila 5 mark arasında bir fiyattan değerleniyordu. Ancak 1922 yılının sonlarında 7200 mark olmuş, 1923 yılının Kasım ayında enflasyonun en yüksek noktası yaşandı ve 1 dolar 4,2 trilyon mark karşılığına gelmişti. Bu da ekonomik kriz başladıktan sonra, 1922 ile 1923 yılları civarında Almanya’da yaşanan enflasyon oranının yüzde 58 milyardan fazla olduğu anlamına geliyor.

Bu dönemde, bir dükkanda alış veriş kuyruğuna giren insanlardan öndeki, ortadaki ve arkadaki kişiler tamamen farklı fiyatlar ödeyerek alışveriş yapıyordu. O sırada Almanya’da bulunan Amerikalı gazeteci Adam ferguson, o yılları anlattığı kitabı “When Money Dies: The Nightmare of Deficit Spending, Devaluation, and Hyperinflation in Weimar Germany” adlı kitabında şu ifadeleri yazmıştı;

  • “Almanya’da bulunduğum dönem içinde paranın değeri hızlı bir şekilde eriyordu. Bundan en büyük zararı ise ücretli çalışanlar görüyordu.”

  • “Alışverişe gitmek için insanlar bazen sırt çantası, bazen el arabası kullanıyordu. Ben sırt çantasında para taşımayı tercih ediyordum.”

  • “Paranın değeri öylesine hızla düşüyordu ki, insanlar günlük ihtiyaçlarını karşılamak için bile çılgınca para harcıyordu. Sabah aldıkları maaş, akşamına hiçbir şey ifade etmiyordu.”

  • “Hükümet, hiperenflasyonun kontrolünü kaybetmişti ve halkın güvenini yeniden kazanmakta zorlanıyordu. Ekonomik kriz, siyasi istikrarsızlığı da beraberinde getiriyordu.”

Almanya’nın hiperenflasyondan çıkışı, Versay Antlaşması’nın maddelerini yeniden düzenlemek ve Almanya’ya, tazminat ödediği ülkeler tarafından para yardımı yapılarak mümkün olabildi. Almanya’yı tazminata mahkum eden ülkeler, tazminat almaya devam edebilmek için Almanya’yı ekonomik krizden kurtarmak zorunda kaldırlar. Almanya’da şu adımlar atılarak hiper enflasyon sona erdi;

  • İlk olarak 1923 yılının Aralık ayından itibaren Almanya’da para birimi değiştirilerek Rentenmark’a geçildi. Ardından 1924 yılında para birimi tekrar değiştirilerek Reichsmark para birimi olarak kabul edildi.

  • 1924 yılında ABD’nin öncülüğünde Almanya’ya ekonomik yardım programı başlatıldı. Dawes Planı adı verilen bu programla birlikte Almanya’ya doğrudan hibe verilmesi, proje karşılığında krediler sağlanması gibi Alman Sanayisini canlandırmaya yönelik bazı imkanlar sağlandı.

  • Alman Merkez Bankası tam özerk bir yapı olarak yeniden kurgulandı. Alman hükümetinin harcamaları kısıldı. Bankacılık sistemi düzenlendi ve vergi sistemi yeniden düzenlenerek vergilendirmeler gözden geçirildi.

Bu adımlar kısa süre içinde sonuç vermeye başladı. Alman sanayisine yapılan yatırımlar ve ihracata yönelik olarak uygulanan ekonomik politika ekonomik istikrarın yeniden sağlanmasını sağladı. İşsizlik hızlı bir şekilde düştü. Almanya savaş borçlarını ödemeye devam etti.

Venezüela’da Hiperenflasyon Dönemi

Venezüela’daki hiperenflasyon dönemi henüz yeni sona erdi diyebiliriz. Venezüela’da enflasyon oranı yüzde 2000’i aşmasının ardından ölçülmesine ara verilmişti. Ardından ekonomik istikrar yeniden sağlanmaya başladı. Geçen ay Venezüela’da enflasyon oranı yüzde 70’in altında ölçüldü ve artık venezüela çok yüksek enflasyon oranına sahip olsa da hiperenflasyon döneminde değil.

Venezüela’nın eski lideri Hugo Chavez’in ölümünün ardından iktidara Chavez’in en yakın adamlarından biri olan Maduro geldi. Maduro döneminden önce başlamakta olan ekonomik istikrarsızlık ve Venezüela’nın karşı karşıya olduğu ekonomik ambargolar sebebiyle kriz bir anda derinleşti. Maduro iktidarının ilk ve en ciddi sınavı hiperenflasyon oldu.

Hiperenflasyonun yaşanmasının birkaç önemli sebebi vardı. Bunlardan ilki petrol fiyatlarındaki düşüş oldu. Venezüela ekonomisi büyük oranda petrol ihracatına bağımlı durumda. Petrol fiyatlarındaki aşırı düşüş Venezüela ekonomisini zor durumda bıraktı. Chavez, ülkede tartışmasız bir lider pozisyonundaydı. Onun ölümünün ardından halefi Maduro iktidara gelse de Venezüela’da büyük bir muhalefet bloğu oluştu. Bu da kriz döneminde Maduro iktidarını zorlayıcı bir diğer faktör oldu.

Tıpkı Almanya’da olduğu gibi Venezüela’da da krizden kurtulma çabası para basma politikasıyla giderilmeye çalışıldı. Parasal genişleme, Venezüela Bolivarı’nın değerinin hızlı bir şekilde düşmesine sebep oldu. Fiyatların artışa devam etmesi sonrasında Venezüela hükümeti piyasaları denetlemeye ve aşırı artışları cezalandırmaya karar verse de bu durum kara borsanın yaygınlaşmasına sebep oldu.

Venezüela’da sabit kur rejimi uygulanıyordu. Venezüela Merkez Bankası’nın belirlediği döviz kurları ile karaborsada değer gören döviz kurları arasında birkaç gün içinde yüzde 10 binden fazla fark meydana geldi.

Venezüela’ya kriz döneminde giden bazı Vloggerlar’ın kayda aldığı görüntüler içinde, Venezüela Bolivarı’ndan şapka, çanta örülerek dolar cinsinden binlerce kat pahalıya satılabildiği gibi ilginç örnekler gördük. Bir başka videoda ise, 1 adet çikolata karşılığında arabasının deposunu dolduran bir seyyahla karşılaşmıştık. Aşağıdaki BBC Türkçe’nin videosundan paradan çanta yaparak satan bir Venezüelalının anlattıklarını izleyebilirsiniz.

Ekonomik kriz Venezüela’da büyük bir ekonomik istikrarsızlık ve toplumsal çöküşe sebep oldu. Suç oranları yükseldi ve milyonlarca insan komşu Kolombiya’ya göç etti. Bu durum Kolombiya’nın ekonomisini de olumsuz etkiledi.

Venezüela’nın krizden çıkması için atılan ilk adım, bolivardan 5 tane sıfır atılması oldu. Yeni çıkarılan para birimine Bolivar Soberano adı verildi. Bu para ise çıkarılan dijital para birimi olan Dijital Bolivar’a endekslendi. Bu ilk adımların ardından hükümet petrole olan bağımlılığını azaltmak için aldığı dış borçlarla sanayi üretimini artırmaya çalıştı.

Merkez bankası para basma politikasına son verdi ve piyasada basılı olan aşırı likiditeyi eritmek üzere politikalar uygulamaya çalıştı. Sabit kur rejiminden kademeli çıkış yapıldı. Dış borç yeniden düzenlendi. Bu adımların henüz tam bir karşılığı Venezüela’da görülmüş değil. Ancak Venezüela büyük ölçüde enflasyonist baskıları hafifletmiş durumda. Aşağıdaki içeriği yazdığımız önceki ay, Venezüela Türkiye’nin ardından dünyada beşinci sırada bulunuyordu.

Diğer Hiperenflasyon Örnekleri

Dünya genelinde başka ülkeler de çeşitli hiperenflasyon dönemine girmişti. Türkiye de 1990’lar boyunca yüzde 150’ye varan enflasyon dönemine girmişti. Dönemin gazetelerinde ve televizyonlarında hiper enflasyon tartışmaları öne çıkanlar arasındaydı. Bu dönem hiçbir zaman hiper enflasyon şartlarını taşımadı. Ancak dünyada çok daha belirgin hiperenflasyon dönemleri vardır. Aşağıda dünyadan bazı hiperenflasyon örneklerini listeledik. Türkiye’de yaşanan enflasyon dönemleri beraberinde kur artışlarını da getirmiş ve ardından devalüasyonlar yapılmıştı. Aşağıdaki makaleden Türkiye’nin devalüasyon tarihini okuyabilirsiniz.

Dünyada ise öne çıkan bazı ülkeler ve yıllar bulunuyor. Bu dönemler enflasyonun en yüksek olduğu dönemlerdir.

Rusya; 1921-1922 ve 1989-1990

Sovyetler birliğinin ilk yılları ve son yılları yüksek enflasyon dönemi yaşandı. Rusya’da 1921 ve 1922 yılları, büyük bir ekonomik kriz dönemi olarak tarihe geçmişti. 1921 ve 1922 yıllarında Rusya’da ölçülen en yüksek enflasyon, yüzde 200 civarında oldu.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından hemen önce 1989 yılında başlayan ekonomik kriz 1990 yılında yüzde 2500 civarına çıkmıştı. Bu dönem ise Sovyetler Birliği’nin dağılarak yerine Rusya Federasyonu’nun kurulduğu dönem olarak tarihe geçti.

Yunanistan; 1943-1944

Yunanistan, 1943 yılında yaşadığı derin ekonomik kriz sonrası 1944 yılında enflasyon oranı aylık olarak yüzde 13 bin 400 seviyesine çıkmıştı. Yıllık enflasyonun yüzde 1 milyon civarında olduğu tahmin edilse de gerçek enflasyonun hesaplanması mümkün olmadı. Bu dönemler Yunanistan’ın 2. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanya’sı tarafından işgal altında tutulduğu yıllara denk geliyor.

Macaristan; 1945-1946

Macaristan da 2. Dünya Savaşı dönemlerinde ağır bir ekonomik kriz yaşadı. Bu dönemde Macaristan da Almanya tarafından işgal altında bulunurken krizin yaşandığı dönem Nazi Almanyası’nın savaşı kaybetme dönemlerine denk geldi. Hemen ardından da Sovyetler Birliği tarafından işgal edilen Macaristan’da yaşanan kriz, tarihin gördüğü en ağır ekonomik krizlerden biri oldu. Ölçülen en yüksek enflasyon aylık yüzde 41,9 katrilyondu. Yıllık enflasyonun kentrilyonlarca olduğu sanılıyor.

Çin; 1948-1949

Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşuna sebep olan büyük ekonomik krizdir. 2. Dünya Savaşı’nda Japonya tarafından işgal edilerek büyük bir yıkıma uğrayan Çin, savaşın ardından büyük bir ekonomik krizle karşı karşıya kaldı. Bu kriz döneminde aylık en yüksek yüzde 4 bin 500 olarak ölçülen enflasyonun yıllık olarak yüzde 2 milyar 500 milyon olduğu tahmin ediliyor. Bu kriz döneminde yaşanan halk hareketleri iktidarı yıkarken günümüzdeki Komünist Çin Hükümeti kuruldu.

Arjantin; 1989 ve 2001

Arjantin, günümüzde hiperenflasyonla beraber en yoğun anılan ülkelerden biridir. Arjantin 1989 yılında yaşadığı ilk hiperenflasyonla yüzde 200 aylık enflasyonla tanıştı. Yıllık enflasyon oranı ise o dönemde yüzde 2000’in üstündeydi. Dış borçlarını yapılandıran Arjantin, aynı zamanda convertibility planını hazırlayarak 1 peso 1 dolar olarak sabitlendi. Bu dönemde hızlıca enflasyon tek haneli rakamlara inmişti.

Ardından 1998 yılında yeniden derinleşen Arjantinde krizden çıkış kısmen 2002 yılında oldu. 2001 yılında Arjantin yeniden bir hiperenflasyon dönemine girdi. 2001 yılında yıllık enflasyon yüzde 5000’in üzerine çıktı. Bu ekonomik kriz döneminde ise önceki convertibility planı iptal edilerek ülke temerrüt ilan etti. Temerrüt politikasıyla dış borçları reddeden Arjantin, bugün hala dünyanın en yüksek ekonomisine sahiptir. Ancak şu anki durumu hiper enflasyon değildir.

Yugoslavya; 1992-1994

Yugoslavya’nın yaşadığı ekonomik kriz yakın tarihimizin en ağır yıkımlarından biri oldu. Yugoslavya’da yaşanan iç savaş döneminde yaşanan krizin sonucu ise ülkenin dağılarak; Bosna Hersek, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya ve Slovenya’nın kuruluşuna sebep oldu. Yugoslavya’da yaşanan ekonomik kriz, aylık yüzde 313 milyon, yıllık ise yüzde 5 katrilyonun üzerinde gerçekleşti.

Zimbabve; 2007-2008

Zimbabve’de 2000’li yıllarda yaşanan ağır ekonomik kriz, aylık yüzde 80 milyara varan enflasyona sebep oldu. Zaten yoksullukla boğuşan Zimbabve ekonomisinde yıllık enflasyonun yüzde 90 sextilyona vardığı tahmin ediliyor. 1 sextilyonun yazılışı, 1021 şeklindedir ve 1 kentilyonun 1000 katı büyüklüğündedir. Zimbabve’nin ekonomik krizden çıkışı, uluslararası yardımlar, arazi ve hükümet reformlarının yanı sıra Zimbabve’nin kendi para birimini terk ederek Amerikan Doları’nı resmi para birimi kabul etmesiyle mümkün oldu.

Hiper enflasyon dışındaki diğer enflasyon türleri ve terimlerini okumak isterseniz aşağıdaki içeriğe bakabilirsiniz.

Bazı maddeler için kaynak: BBC Türkçe, Indipendent Türkçe

100.000 $
Sanal Parayla
ÜCRETSİZ FOREX EĞİTİMİ

2024 yılı 2. Çeyrek K/Z Oranı: %26 / %74

Uyarı Notu: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
 
Çekince Notu: Bu rapor tarafımızca doğruluğu ve güvenilirliği kabul edilmiş kaynaklar kullanılarak hazırlanmış olup yatırımcılara kendi oluşturacakları yatırım kararlarında yardımcı olmayı hedeflemekte ve herhangi bir yatırım aracını alma veya satma yönünde yatırımcıların kararlarını etkilemeyi amaçlamamaktadır. Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu raporda bulunan görüş, bilgi ve veriler arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan forex.com.tr’nin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu rapordaki her türlü iç ve dış piyasa tablo ve grafikler, bu konularda resmi hizmet veren yetkili üçüncü kişi kurumlardan elde edilmiş olup, forex.com.tr tarafından herhangi bir maddi menfaat beklentisi olmaksızın genel anlamda bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Bu raporda bulunan bilgiler belli bir gelirin sağlanmasına yönelik olarak verilmemektedir.

Benzer Haberler

mortgage ev kredisi

Konutlarda yüzde 25 kira artış sınırlaması bu ay itibariyle sona erdi. Artık kira artış oranları TÜİK’in...

Euro Bölgesi PMI’ları beklentilerin altında

Küresel ticarette ve Forex piyasalarında başta olmak üzere merakla beklenen Euro Bölgesi enflasyon rakamları geldi. Euro...

Nisan ayı enflasyonu, tahminleri aştı

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından yayımlanan “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” raporu, Haziran ayında gıda enflasyonunun...

Cevdet Yılmaz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya platformu X hesabından “Güncel Ekonomik Konular ve Yakın Geleceğe İlişkin...

Mehmet Şimşek

Bugün açıklanan TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi’nde enflasyon beklentilerinin Haziran’da düşmesi sonrası bir açıklama da Hazine ve...

Euro, Lira karşısında sert yükseliş yaşıyor

Avrupa İstatistik Ofisi, Avrupa Birliği (AB) ve Euro Bölgesi’nin Nisan ayı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verilerini...

Web sitemiz çerezleri kullanarak deneyiminizi kişiselleştirir. Daha fazla bilgi için Çerez Politikası'nı okuyun.
FOREX NEDİR?
ÜCRETSİZ EĞİTİM ALIN

2024 yılı 2. Çeyrek K/Z Oranı: %26 / %74